İnsanoğlu, sadece gündelik işlerini değil; sevgiden ayrılmayı, yaşamayı, bir yetişkin olarak kendi kararlarını almayı, özgürlüğünü kullanmayı da erteler.
Her ne kadar bugünün işini yarına bırakma, carpe diem’ler
havada uçuşsa da bunlarla da bir yere varılmıyor.
Genel yaşadığımız problem sanırım aynı, zamanı gelince
yapmak. Ancak pazartesi diyete başlamak gibi o yarın hiç gelmez. Irvin Yalom bu durumun sebebini ,insanlar biraz
daha beklerse istedikleri şey kendiliğinden ortaya çıkacakmış hissinden dolayı
ertelediklerini yazmıştı, mantıklı.
Peki, neden ertelemenin cazibesine kapılıyoruz?
Yapmak istediğimiz çok şey var. Sadece birine başlama
fikri bile bizi strese sokuyor, endişeleniyoruz. Ertelemenin, istenmedik sonuçtan daha kötü
olduğunu bile bilsek bunun adımı atmaya korkuyoruz.
Negatif duygular pek sevilmez . “Tamam, yarın kesin yapacağım, oh” duygusu da iyidir bilirsiniz. Bize bu ufak bir suçluluk duygusu yaratsa da yarın yapacağımızı bilmek bizi rahatlatır. Şuan böyle hissediyorsunuz. Yarın ne yapacağınızı tahmin etmenin yanında nasıl hissedeceğinizi de tahmin ediyorsunuz. Bilinçli olmayarak kendimize verdiğimiz mesaj aslında : Yarın bunu yapmak isteyeceğim ve yapacağım’.
Ha ama yumurta kapıya dayanmışsa, ister hazır hissedin ister
hissetmeyin yapılacak olan hemen yapılır. Sorun da bu aslında. Buna ‘dur bakalım hele’ yaklaşımı
diyebiliriz.Diğer bir deyişler bu tamamen kişisel hayat düzeniniz ile alakalı bir problem ;
Birincisi, görevden kaçmayı ‘alışkanlık’ haline getiriyoruz. Yapılması
gereken işten kaçınca, ufak bir rahatlama hissi ile karşılaşıyoruz. Böylece de
kaçma davranışı rahatlama gibi pozitif bir duygu ile ödüllendiriliyor. Daha
sonra da alışkanlık haline geliyor. Kendimizi negatif koşullandırmaya
alıştırıyoruz.
İkincisi de, yarın yaparım derken hayatımızın mottosunu son dakikada
süper işler tamamlarım diye belirlememiş olmamız. Ancak yapılan araştırmalara göre
orada da şöyle bir durum ortaya çıkıyor; son dakika insanlar yaptıklarını beğeniyor ancak keşke
biraz daha zamanları olsa diye de dile getiriyorlar.
Bildiğim kadarı ile ne yapabilirizin tam bir cevabı yok, ancak ;
*Düzenizi değiştirin, aklınıza geldiği anda düşünmeden, plan yapmadan hemen işe
girişin.
*Kendinize bir ‘deadline’ koymak da güzel bir çözüm olabilir.
*Sizi motive edecekse, işinizin sonucunda olası çıkacak sonucu düşünün.
*Kilo vermek ise amacınız ve bir şekilde aksiyon alamıyorsanız,
diyetisyene gidin. Sizi kontrol etmesini rica edin.
*Spor yapmak istiyorsanız, para verin . Araştırmalara göre
para verdiğiniz yeri değerli görecek ve devam edeceksiniz.
İnsan yaşamak için doğar, yaşama hazırlanmak için değil
Boris Pasternak
İnci Tebiş
0 comments:
Post a Comment