Friday, March 22, 2013


 
Dün elime bir mizah dergisinin kapak sayfası geçti. İdam edilecek adama soruyorlar; Son arzun nedir? O da tıp okumak diyor. İroniye de bakın, adam ölümü ‘ertelemeye’ çalıyor.

İnsanoğlu, sadece gündelik işlerini değil; sevgiden ayrılmayı, yaşamayı, bir yetişkin olarak kendi kararlarını almayı, özgürlüğünü kullanmayı da erteler.
Her ne kadar bugünün işini yarına bırakma, carpe diem’ler havada uçuşsa da bunlarla da bir yere varılmıyor.

Genel yaşadığımız problem sanırım aynı, zamanı gelince yapmak. Ancak pazartesi diyete başlamak gibi o yarın hiç gelmez.  Irvin Yalom bu durumun sebebini ,insanlar biraz daha beklerse istedikleri şey kendiliğinden ortaya çıkacakmış hissinden dolayı ertelediklerini yazmıştı, mantıklı.



Peki, neden ertelemenin cazibesine kapılıyoruz?

Yapmak istediğimiz çok şey var. Sadece birine  başlama fikri bile bizi strese sokuyor, endişeleniyoruz. Ertelemenin, istenmedik sonuçtan daha kötü olduğunu bile bilsek bunun adımı atmaya korkuyoruz.

Negatif duygular pek sevilmez . “Tamam, yarın kesin yapacağım, oh” duygusu da iyidir bilirsiniz. Bize bu ufak bir suçluluk duygusu yaratsa da yarın yapacağımızı bilmek bizi rahatlatır. Şuan  böyle hissediyorsunuz. Yarın ne yapacağınızı tahmin etmenin yanında nasıl hissedeceğinizi de tahmin ediyorsunuz.  Bilinçli olmayarak kendimize verdiğimiz mesaj aslında : Yarın bunu yapmak isteyeceğim ve yapacağım’.

Ha ama yumurta kapıya dayanmışsa, ister  hazır hissedin ister hissetmeyin yapılacak olan hemen yapılır. Sorun da bu aslında. Buna ‘dur bakalım hele’ yaklaşımı diyebiliriz.Diğer bir deyişler bu tamamen kişisel hayat düzeniniz ile alakalı bir problem ;

Birincisi, görevden kaçmayı ‘alışkanlık’ haline getiriyoruz. Yapılması gereken işten kaçınca, ufak bir rahatlama hissi ile karşılaşıyoruz. Böylece de kaçma davranışı rahatlama gibi pozitif bir duygu ile ödüllendiriliyor. Daha sonra da alışkanlık haline geliyor. Kendimizi negatif koşullandırmaya alıştırıyoruz.

İkincisi de, yarın yaparım derken hayatımızın mottosunu son dakikada süper işler tamamlarım diye belirlememiş olmamız. Ancak yapılan araştırmalara göre orada da şöyle bir durum ortaya çıkıyor; son dakika insanlar yaptıklarını beğeniyor ancak keşke biraz daha zamanları olsa diye de dile getiriyorlar.  

Bildiğim kadarı ile ne yapabilirizin tam bir cevabı yok, ancak ;
*Düzenizi değiştirin, aklınıza geldiği anda düşünmeden, plan yapmadan hemen işe girişin.
*Kendinize bir ‘deadline’ koymak da güzel bir çözüm olabilir.
*Sizi motive edecekse, işinizin sonucunda olası çıkacak sonucu düşünün.
*Kilo vermek ise amacınız ve bir şekilde aksiyon alamıyorsanız, diyetisyene gidin. Sizi kontrol etmesini rica edin.
*Spor yapmak istiyorsanız, para verin . Araştırmalara göre para verdiğiniz yeri değerli görecek ve devam edeceksiniz.


İnsan yaşamak için doğar, yaşama hazırlanmak için değil

Boris Pasternak

 
İnci Tebiş
 

 

0 comments:

Post a Comment