Monday, April 8, 2013



"Bir erkek, güzel bir kadın ile bir yerde 1 saat oturursa, onun yanında 1 dakika geçirdiğini zanneder; fakat kızgın bir soba üzerinde 1 dakika kalan adam, bir saatten beri orada oturduğunu iddia eder." demiş A.Einstein. Bu da bize rölativite teorimini açıklar. Peki ne kadar doğru?

5 duyumuz ve beynimizdeki reseptörler sayesinde etrafımızda olan biteni kavrasak da aslında beynimizde zamanı ölçmeye yardımcı olan belirli reseptörler yoktur. Tabii ki de çoğu zaman bu durumla başa çıkabiliriz. Neyin tam zamanı, neyin tam zamanı olmadığını söyleriz. Özellikle de 6 yaşından sonra doğruya yakın zaman kavramımız oluşur, diğer bir deyişle zamanı sayabiliriz. Kısaca yeteri kadar dikkatimizi verebilirsek, işi başladığımız ve bitirdiğimiz arasında geçen zamanı net olarak söyleyeriz ki bu da biyolojik saatimiz sayesinde olur.

Peki o zaman bu 'beyin kronometresi' her zaman, zamanla aynı hızda gider mi?

Mesela, beklediğiniz bir tatilin çok çabuk geçtiğini ya da tehlikeli bir durumu atlatırken ( örn. trafik kazası)  zamanın adeta durduğunu hissettiniz mi ? Eğer biyolojik saate sahipsek neden böyle bir süreç yaşamaktayız?

Droit-Volet ve Gil bu durumu ölçen birtakım deneyler yapmışlar. Araştırmanın bir tanesinde 3 grup oluşturmuşlar. Bir grupa korkuyu , diğer gruba da hüznü tekikleyen filmler izletmişler.  (3. grup ise kontrol grubudur.)

Bulgulara göre korku filmi izleyen grubun zaman bozumuna uğradığı bulunmuş. Bu grupta 'Zamanın yavaşlaması' hissi tetiklenirken, diğer 2 grupta böyle bir sonuç ortaya çıkmamış.

Droit ve arkadaşları bu durumu, vücudun olaylara verdiği fizyolojik tepkimeye bağlıyor. Bu demek ki korku birden bireyi heyecanlandırıyor ve biyolojik saatimizi hızlandırıyor. Biraz daha detaya girecek olursak ; korktuğunuz zaman kalbiniz hızla çarpmaya başlıyor, tansiyonunuz çıkıyor, göz bebekleriniz büyüyor ve vücudunuz bilinçsiz olarak kendini savunmaya alıyor ve ortaya ' fight or flight' modu çıkıyor. Bu durum da zaman kavramının bozulmasına sebep oluyor.

Deneyimlediğimiz bu durum biyolojik saatimizin yanlış veya eksik çalışmasından değil duruma göre dikkatimizi başka yerlere odakladığımız için gerçekleşmedir. Kesin sonuçlara varmak için fazlasıyla deney yapılması gerekmektedir ancak birşey kesin ki zaman kavramı değişmektedir, yani Einstein'nın da dediği gibi görecelidir.

Droit-Volet S, Fayolle SL, & Gil S (2011). Emotion and time perception: effects of film-induced mood. Frontiers in integrative neuroscience


-----inci Tebiş-----

0 comments:

Post a Comment