Sunday, August 25, 2013


Yukarıdaki resme bakmanızı istiyorum. Kaç tane kırmızı daire görüyorsunuz? 5 mi? Hadi ama biraz daha dikkat edin! Tamam en aşağıda cevabı bulabilirsiniz, hadi bakın.

İşte tam da bu yüzden psikopatlar benim ilgimi oldukça çekiyor. Çünkü onlar da böyledir. İlk bakışta gayet canlı, renkli, çekici, net ve güzel  gözükürler ama aynı zamanda psikolojik kamuflaj ile dikkat dağıtıp gerçek kimliklerini gizlerler. Aslında bu durum da bir çok bayan/erkek için oldukça çekicidir bir durumdur.

Bazen geçmişe baktığımda acaba babam da mı psikopattı diye düşünmekden kendimi alamıyorum. Bir kez olsun adamın paniklediğini görmemişimdir ; " Korku, öldürücü hayvanlardan korkunmak için insanların geliştirdiği bir savunma mekanızmasıdır, ben ortalıkta pek görmüyorum, why to fear? "derdi.

Haksız sayılmazdı ama aşık olmayayım diyince de insan aşık olmuyor değildi, değil mi? Aslında babam evrimsel psikologların savunduğu davanın kanıtlanır cümlesini dile getirmişti. Onlara göre de korkunun kaynağı buydu, hayatta kalmak. Mesela, bir araştırmaya göre  beynin duygu kısmını düzenleyen kısmı , amigdalada bir hasar olduğunda insanlar  bir kobraya öpüşecek kadar yakınlaşabiliyor. Delice değil mi?
Nitekim başa dönersek, günümüzde de önümüzden pek kobra geçmiyor.

Bugün insanlar oldukça temkinli ve bu çerçevede de insanların duygu mekanizması modern hayata uyum sağlamış durumdadır. Psikopat denince akla kafayı yemiş, duygusuz ve donuk insanlar gelir ama bir sakinleşin çünkü durum pek de öyle değildir.



Psikopat nedir, kimdir?

Korkusuzdur, duygusuzdur, empati yeteneğinden yoksundur, sakin ve serin kanlıdır. Eğer bunların hepsi bende var diyorsanız ve buna ek olarak aptal ve şiddet yanlısı iseniz, muhtemelen bir  barda adamın kafasına cam şiseyle vuracaksınız ve müebbet! İkinci bir seçenek ise tüm bunlar bende var diyorsanız ve aynı zamanda zeki ve şiddet yanlısı değilseniz bu tamamen başka bir kapıya ışık tutar; mesela adamı bir markette öldürmeye karar vermeniz gibi. Kabul etmek gerekir ki mevzu bahis psikopatlık ve cinayet iken bu durumun avantajlarını görmek her yiğidin harcı değildir. Psikopatlık uyumsal bir davranışa dönüştürüldüğünde bir avantaja dönüşebilir. Kontrol altına alınan bir psikopatlık bir iş camiasında harikalar yaratabilir, ancak fazla maruz kalırsa da kansorejen olabilir. Lütfen yanlış anlaşılmasın, psikopatları başıma koyduğum yok ama az bir parça psikopatlığın hafif bronz tenden farkı yoktur.

Jim kouri'ye göre psikopatik insanların ortak özellikleri  kendine aşırı değer biçme, ikna kabiliyeti, cazibe, eğitim, zeka ve eline geçen fırsatları değerlendirebilme becerisidir.  Bu beceriler aynı zamanda siyasetçiler ve dünya liderlerinin sahip olduğu özelliklerdir. Bu insanlar güçten ve yetkiden kaçmaz, o statüye oynarlar. Bu insanlar belki vereceği kararların toplum üzerindeki etkisini zerre kadar düşünmezler. Bir Ted Bundy ya da Jeffrey Dahmer olabilirler ama topluma bela olmaktansa bunu avataja dönüştürülebildikleri alanlarda olabilir ; cerrah, güvenlik görevlisi gibi..


-Psikopat olmak ya da olmamak diye bir kavram yoktur-

Kısaca psikopatların olayı aslında çok sıradan gözükürken diğer bir yandan palyaço gibi gösteri yapan kişiler olmasıdır. Ülkemizde ne denli seri katil olayları oluyor tam bilmiyorum açıkcası ama Amerikan seri katil dizilerini izlerseniz ve eğer FBI'ın sitesini incelerseniz aklınızın alamayacağı kadar enteresan katille ve cinayet deseni ile karşılaşabilirsiniz. Bu insanların henüz yakalanmamış olmasına da dikkat çekersek, benim aklıma gelen ilk soru şuydu; eğer çocukluğundan veya daha sonrasından getirdiği bir travması yoksa, bu adam/kadın kurbanını neye göre seçiyor?



Size ilginç bir araştırma anlatacağım;

Yukarıda Bundy'den bahsetmiştim. Kendisi tarihin en meşhur seri katillerinden biridir.  Kendisi 1970'lerde dört yıllık bir dönemde yaklaşık ( bilinen/itiraf edilen) 35 kadının kafatasını kırarak öldürmüştür. Seri katil tanımı da onunla başlamıştır.



Ted Bundy bir röportajda şöyle demiş ;"  'iyi' kurbanı yürüyüşünden ayırt edebilirsiniz"

Bunun üstüne harekete geçen araştırmacılar hemen bir deney düzeneği kurup bunu araştırmışlar. Mantık basit; ortalama 47 tane erkek üniversite öğrencisine kişisel beyenata dayalı psikopati derecelendirme testi yaptırmışlar. Testin sonucuna göre yüksek ve düşük puan alan kişiler iki gruba ayırmışlar.  Daha sonra 12 tane farklı gönüllü bir koridorda yürütülmüş ve videoya çekilmiştir. Son olarak da bu videolar 47 kişiye seyrettirilmiştir. Sonucunca bu 12 kişinin, bir saldırıya karşı savunmasız olmalarına göre 1'le 10 arası ölçekte puanlanması istenmiştir.

Eğer Bundy doğru birşey sallamışsa psikopati testinden yüksek alan kişiler düşük alan kişilere göre daha başarılı olacaktır. Sonuçlar Bundy'i destekledi! Dahası bu test aynı formatta klinik psikopatlık teşhisi konulmuş kişilerde de yapıldı ve sonuç bir kere daha kendini yineledi. Daha da ötesi bu insanlar zayıflığı insanların yürüyüşünden anladıklarını özellikle ifade etmişler! Zayıflık nasıl anlaşılıyordu bilinmiyor ama Bundy ve diğer psikopatların aynı noktaya baktığı kesin.


Açıkcası hayatımda bazen psikopatik özelliklerin ortaya çıkmasını beklediğim anlar olur; her ne kadar birşey yapmasamda uçağıma binmek için gümrük kontrolünden geçerken mesela, ya gerçekten saklayacak birşeyim olsaydı...

I don’t feel guilty for anything. I feel sorry for people who feel guilt.”  Ted Bundy

*Doğru bildiniz! Şimdi de adamın eline bakın, bir gariplik var mı?